En son nezaman “kabul ediyorum” butonunu tıklamadan önce kabul ettiklerinizi okudunuz?
Son haftalarda bir tartışmadır sürüyor. WhatsApp bizim bilgilerimizi Facebook’la paylaşacakmış, Facebook bizim resimlerimizi kullanacakmış, vs.
Geçtiğimiz ay, akşam saatlerinde otururken telefonum çaldı. Arayan sevdiğim bir arkadaşımdı. Sesi oldukça tedirgindi, hemen konuya girdi. “Nilgün ben artık WhatsApp kullanmayacağım haberin olsun.” dedi. Nedenini sorduğumda; “Bu ayın sonundan itibaren WhatsApp tüm bilgilerimizi Facebook’a verecekmiş.” açıklamasını yaptı. Bir kaç gün sonra bir başka arkadaşım aynı şeyleri söyledi. Böylelikle benim de içime bir kurt düştü ve başladım araştırmaya. Google Efendi her sorunun cevabını verdiği gibi bu konuda da beni aydınlatmayı başardı.
Google’daki açıklamalara göre Facebook (Messenger) düşen kullanıcı sayısını yine kendi bünyesinde olan WhatsApp ve Instagram ile birleştirip tekrar yükseltmeyi ve bu programların arasındaki haberleşmeyi hedeflemiş. Böylelikle, örneğin; WhatsApp duvarınızdan paylaşımınızı Facebook Messenger’deki bir arkadaşınıza doğrudan gönderebileceksiniz. Ya da Facebook Messenger’de hazırladığınız bir metni bir başka arkadaşınızla WhatsApp aracılığı ile paylaşabileceksiniz. Ocak ayının sonuna doğru beklenen bildirim nihayet bana da geldiğinde, “Bundan sonra şirketinizin yeni veri koruma kurallarını kabul ediyorum” ibaresindeki açıklama butonuna basarak yeni kuralları okuma zahmetine girdim. Kendimce önemli olan tüm yenilikleri okuduktan sonra “kabul ediyorum” diye işaretledim. Bu şirket bildirim metninin içeriğinde Avrupa Birliği’ndeki ülkelerde hiç bir değişiklik olmayacağını yazıyordu. Tüm bunlarla uğraşırken aklıma gelen soruyu izninizle sizlerle de paylaşmak istiyorum:
Bizler acaba işimiz düşünce ya da ihtiyaç halinde kullandığımız onca uygulamaların kullanım şartlarını biliyor muyuz?
Bir şey duyuyor ve hemen uygulamaları cep telefonlarımıza yüklüyoruz. Gözümüzün önünden akan karınca duasına benzer yazıları bir çırpıda kabul ediyoruz. Sonra da ver yansın! Maalesef hiç okumuyoruz! Halbuki dinimizin ilk emri OKU! Hayrete düşmemek imkansız. Bu nasıl bir mantık? Tabiri caiz ise; “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu arkadaş?!” Facebook’a, Instagram’a yüklüyoruz en özel resimlerimizi, bilgilerimizi, sonra da WhatsApp bilgileri Facebook’la paylaşacak diye kaldırıyoruz ortalığı ayağa.
Halbuki internette bir arama motoruna verdiğimiz bilgiler bile kayıt altına alınıp zaman zaman bizleri şaşırtmıyor mu?
Google’de aradığımız bir ürün Facebook’a girdiğimizde karşımıza çıkmıyor mu?
Biz zaten sosyal medya kanalı ile kendi rızamızla tüm detayları ve bilgilerimizi paylaşıyoruz. Paylaştığımız bir tek resim bir kaç paylaşım ile dünyanın dört bir yanına anında ulaşıyor. Silmek mi? İşte o neredeyse imkansız!
Bu yüzden bir şeyi paylaşmadan bir kez daha düşünmeliyiz. Ya hiç bir şekilde sosyal medya kullanmayacağız ya da kullanmadan önce tüm detayları ile birlikte araştıracağız. Bu kadar açık, bu kadar basit!
Sürçülisan ettiysek af ola…