TAM OLMAK
İnsanoğlu doğduğu andan itibaren sürekli değişen gelişen bir varlıktır.
Bu değişim ve gelişim süreci en fazla 0 ile 2 yaş arasında görünmektedir.
En başa dönersek aslında bu süreç 9 ay önce başlıyor da diyebiliriz.
Hiç yoktan var oluyoruz.
Önce kalp, damarlarımız oluşuyor sonrada ete kemiğe bürünüyoruz.
Hatta annenin yaşam tarzı ve hislerine göre duygular yüklenmeye başlıyor.
Ve işte o an…
Yeni Dünya’ya ağlayarak gözlerimizi açıyoruz.
2 yaşına kadar olan sürede yemeği, içmeyi, emeklemeyi, yürümeyi ve hatta konuşmayı öğreniyoruz.
Sürekli değişen dünyamıza adapte olmaya çalışıyoruz. Değişiyor ve gelişiliyoruz.
Büyüdükçe bazen hatalar, yanlışlar, pişmanlıklar, hüzünler yaşıyoruz. Bazende mutluluk, huzur, neşe içinde hayatımız akıp gidiyor.
Her ne yaşarsak yaşayalım mutlaka bir gün bitiyor.
Asla yapmam dediklerimizi yapıyor, söylemem dediklerimizi söylüyoruz. Gün geçtikçe yaşadıklarımız bizi biz yapıyor.
Şunu unutmayalım ki, ne yaşarsak yaşayalım bir gün hepsi geçiyor. Önemli olan yaşadıklarımızdan ders çıkarmak.
Yaşadıklarımız bize ne öğretti? Bütün bunları neden yaşadım? İşte bu sorular bizi biz yapma yolculuğundaki en önemli sorular.
Kendi hayat yolculuğumuzda ilerler iken bir yandan da tamamlanmak istiyoruz.
Tam olmak…
Diğer yarımızı bulmak..
Karşımıza olumlu ya da olumsuz kim çıkarsa çıksın mutlaka bizim eksik yönümüzü tamamlamak ya da bize bir şey öğretmek için çıkar. Önemli olan bunun farkında olmak ve kabul etmektir. İşte o zaman hayat kolaylaşır ve bizi en iyi versiyonumuza doğru taşımaya devam eder.
Şimdi sende bunu okuyorsan hayatına dön ve bak neyi neden yaşadım diye sor ve düşün. Ne yaşarsan yaşa mutlaka bir gün bunu dile getirmiş olmalısın.
Çünkü her söz bir duadır.
“Düşüncelerine dikkat et, sözlerin olur. Sözlerine dikkat et, davranışların olur. Davranışlarına dikkat et, alışkanlıkların olur. Alışkanlıklarına dikkat et, kaderin olur.”
Düşüncelerimize ve söylediklerimize dikkat etmemiz dileğimle sağlıcakla kalın.
Yaşam Koçu
Nilüfer Güven