Seçmek ve seçilmek doğal hakkımız
14 Mayıs’ta ülkemizde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için oy kullanma işlemleri başta gümrük kapıları olmak üzere, Başkonsolosluklarda ve ek bölgelerde kurulan sandıklarda başladı.
Gözlemlediğim kadarıyla vatandaşlarımız seçime yoğun ilgi gösteriyorlar. Biz avrupalı Türkler olarak herşeyimizle bağlı olduğumuz vatanımızın her gününde yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.
Oy kullanmak, ülkemizi kimin yöneteceğine karar vermek, kilometrelerce uzakta olsak da bizimde hakkımız ve bu hakkımızı kullanmak en asli görevimizdir.
O yüzden kurulan sandıklara ilgi gösterip lütfen oylarımızı kullanalım. Bize verilen bu fırsatı en güzel şekilde değerlendirip çözüm bekleyen sorunlarımızın gündeme gelmesi için siyasi katılımın önemini iyi kavrayalım.
Malesef şimdilik sadece seçme hakkımız var. Diliyorum ki ilerde en yoğun seçmenin yaşadığı Almanya seçim bölgesi olur ve bizi temsil eden vekillerimiz mecliste olurlar.
‘’Şimdi bizim vekillerimiz varya’’ dersniz, Onlar mevcut partilerin İstanbul’un kaçıncı bölgesinden aday gösterilenler. Bizi temsil edecek olanlar seçim çalışmasını Almanya’da kapı, kapı dolaşıp yapmalılar.
Bugüne kadar Zafer Sırakaya herzaman sahada gördüğümüz ve bir vekilimizdi. Toplumun içinden çıkan ve bizim sorunlarımızı en iyi bilenlerden olan Oğuz Üçüncü’nün önemli katkılar sağlayacağına inancım tamdır.
Ama benim gönlüm bu değerli iki vekilimizin seçim bölgesi olan Almanya’dan olmasından yana.
Almanya seçim bölgesi olursa partilerin bize bakışı değişir ve sorunlarımıza daha yakından eğilirler.
Bize seçme hakkı verilemsiyle başlayan ‘’Bu ülkede yaşamayanlar, bizim kaderimizi belirleyemez’’ algısı da ortadan kalkmış olur.
Tabiki bu algıya benzin dökenlerde yok değil. Sandığın başına gidince oyunu kullan pusulayı katla ve zarfa koyup sandığa at vatandaş. Senin neyine salatalık, domatas, patates? Ülkemizde geçim sıkıntısı çeken insanlar var ve bunu göz önünde bulundurmak zorundasın. Bir partiyi tutmak, birlideri sevmek, diğerlerini aşağılama ve alay etme lüksünü kimseye vermez.
Sen kendi sorunlarına odaklan. Bilgi değişimine, emeklilik durumuna, cep telefonun süresine, aracının ülkede kalma süresine, çocuklarının almanac konuşmasına, gelecek nesilinin kaybolmasına…. odaklan.
Bırak domates, soğan, salatalık siyasetini başkaları yapsın.
Sen saana verilen hakkını kulan ve tercih ettiğin lidere ve partiye oynu kulan.