banner
  1. Haberler
  2. Manset
  3. Kırılmış Çocuk Ruhu

Kırılmış Çocuk Ruhu

featured
service
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
banner

Kırılmış Çocuk Ruhu

Bir çocuğun gözyaşı, çoğu zaman sessizdir. Ne çığlıklarla yankılanır ne de kelimelere dökülebilir kolayca. Ama o sessizlikte bile bir fırtına gizlidir. kırılmış çocuk ruhu, yalnızca fiziksel değil, ruhsal bir yaralanmanın adıdır. Güvensiz bir ortamda büyüyen, sevgiden mahrum bırakılan ya da sürekli korkuyla yaşayan bir çocuğun ruhunda derin izler kalır. Bu izler bazen bir evin kapısında durup içeri girmek istememekte, bazen kalabalıklar içinde bile yalnız hissetmekte kendini gösterir.

Bu yazıya eşlik eden resimde, siyah bir evin önünde duran küçük bir kız çocuğu görülüyor. Kapının eşiğinde duruyor ama içeri adım atmıyor. Çünkü o ev, onun için bir sığınak değil; karanlıkla, şiddetle, hakaretle ve en acısı da sevgisizlikle anılan bir yerdir. Kapının eşiği onun için sadece fiziksel bir sınır değil, ruhsal bir eşiktir: korkunun başladığı, çocukluğun bittiği yer.

Bir çocuk, eğer sevilmeye dair hiçbir şey bilmeden büyürse, yetişkin olduğunda da sevgiyi tanımakta zorlanır. Ne yazık ki biz, birçok çocuğa sevgiyi öğretmeyi başaramıyor; ama sevilmemenin ne demek olduğunu çok iyi öğretiyoruz.

John Bowlby’nin bağlanma kuramı, çocukların sağlıklı psikolojik gelişimi için yaşamlarının ilk yıllarında güvenli duygusal bağlara ihtiyaç duyduğunu vurgular. Sevgi ve ilgi eksikliği, özellikle duygusal ihmal, bireyin özgüvenini zedeler, duygularını ifade etmesini engeller ve ileriki yaşamda ilişkilerde ciddi sorunlara yol açar. Özellikle dağınık bağlanma tarzı, çoğu zaman şiddet veya istismar ortamlarında gelişir ve depresyon, kaygı bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi ağır sonuçlara zemin hazırlar.

Zorlayıcı çocukluk deneyimleri araştırması (ACE) da, çocuklukta yaşanan istismar, ihmal ve travmaların; bireyin yetişkinlikteki hem fiziksel hem ruhsal sağlığını derinden etkilediğini ortaya koyar. Bu çocuklar, olması gerekenden çok daha erken yaşta güçlü olmak zorunda kalırlar. Geliştirdikleri “sözde güç”, çoğu zaman içsel dengeleri pahasına kazanılmış bir hayatta kalma stratejisidir.

Yetişkin olduklarında, bu çocuklar güçlü olmak zorunda kalırlar. Çünkü içlerinde taşıdıkları kırıklarla yaşamayı öğrenmişlerdir. Her adımda sevgisizliğin izini, her bakışta bir zamanlar duydukları hakaretleri taşırlar. Ama o güç, bir seçim değil; hayatta kalmanın mecburiyetidir. Ve biz, bu çocukların hikâyelerini yalnızca izlemekle yetinirsek, daha fazlasını kaybetmeye devam ederiz.

Çünkü böyle çocuklar, her gece diğer çocuklardan daha farklı dualar ederler. Kimileri oyuncaklar, güzel rüyalar, renkli hediyeler için dua ederken; bu çocuklar sadece şiddetin bitmesini, bağıran seslerin susmasını, o kapının ardındaki karanlığın bir daha üzerlerine kapanmamasını diler. Onların dualarında masumiyet değil, mücadele vardır. Ve biz, o duaların nedenlerini görmezden geldikçe, kırık çocuk ruhları büyümeye devam edecektir.

Siz çocuğunuzu yeterince seviyor musunuz?

Sevgiler

Sevilay Şentürk

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kırılmış Çocuk Ruhu
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin
Bildirimleri aç OK Kapat