İş hayatımızda yaşadığımız felaketler bir hediye paketidir
İş hayatını son derece zorlu süreçlerden geçilerek başarının kovalandığı, birçok negatif faktörün aşıldığı, uzun soluklu, meşakkatli bir yolculuğa benzetmemiz mümkündür.
İş hayatında karşımıza birçok prosedürel engeller çıkabildiği gibi, çalışma arkadaşlarımız ya da iş ortamındaki yöneticilerimiz ile de aramızda zaman zaman anlık problemler çıkabilmekte.
İş hayatında birçoğumuz farklı gibi görünse de aslında aynı problemlerin değişik versiyonları ile baş etmeye çalışırız. İş hayatında, verimliliği ve kişinin işinden aldığı tatmin duygusu ve yaşadığı mutluluğu gölgeleyen sorunları ve çözümleri mutlaka vardır.
Yaşadığımız psikolojik travmalar genel olarak hayatımızı ve ruh halimizi etkilediği gibi iş yaşantımızda da sorunlar yaşamamıza neden olur.
Travma Ne Anlama Gelir, Farkları Nelerdir?
Travma Yunanca bir kelimedir, “yara” demektir. Yunanlılar bu terimi yalnızca fiziksel yaralanmalar için kullanmış olmalarına rağmen, günümüzde travma duygusal yaralanmaları da kapsamaktadır. Travma insanların fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü tehdit eden olayları ifade eder. Travmaya yol açabilecek olaylar olağanüstü tehdit edici veya felaket boyutunda durumlardır. Bu gibi durumlar hemen hemen herkeste derin bir umutsuzluğa yol açarlar. Travmanın en önemli unsunlarından bir tanesi, yaşam devam ederken aniden yaşanıyor olmasıdır. Hayata bakdığımızda yaşam bir bütündür. Geçmiş, bügün ve gelecek bir bütün olarak bakılır. Travma aniden yaşanan ve bu bütünlüğü parcalayan, kıran bir olaydır. Çalışanlar çok büyük güç tarafından çaresiz bırakılırlar ve normal yaşamı devam ederken, kullandığı baş yöntemleri artık işe yaramadığını başlar, çünkü hayatta her zaman stresli olaylar yaşayabiliriz, bazılarıyla baş edebiliriz, ama travma baş edemediğimiz olaylar olarak adlandırılır.
Peki neden travmatik bir olayın ardından yıllar geçse bile, bazen sanki aynen o anı tekrarlar yaşıyormuş gibi hissediyoruz? Travma anında beynin ve bedenin doğal tepkilerini bilmek, bunlarla karşı karşıya kaldığınızda baş edebilmenizi kolaylaştırır. Ayrıca çözüm bulamadığınız bazı kronik durumları daha iyi anlamlandırmanıza yardımcı olur. Çünkü sadece bu tepkileri anlamlandırmamak bile örneğin travmatik bir olay anında kalbinizin sıkışması, yabancılaşma ya da titreme gibi bedeninizin ve sinir sisteminizin son derece doğal tepkileri karşısında dehşete düşmenize yol açabilir. Ve başlı başına bu dehşete düşme hali, bu anlamlandıramama hali bile sizin için ayrı bir travmatik deneyim olabilir. Aynı şeyleri yaşarsam kaygısı oluşmaya başlar.
Örnek olarak doğal afetler, ağır kazalar, savaşlar, yakın hısım veya akrabanın ölümü, ölümcül hastalıklar, bedensel ve cinsel şiddet, taciz, mobbing ve beklemediğimiz başarısızlık olayları sayılabilir.
Travma terapistti “David Berceli” travmayı baş etme mekanizmalarınızı altüst eden herhangi bir olay olarak tanımlar. Dolayısıyla bir olayın travmatik olup olmadığı kişiden kişiye göre değişebilir. Aynı olayı yaşayan üç kişiden bir tanesi travmatize olabiliyorken, bir diğeri etkilenmeyebilir. Bir diğeri ise bu olaydan güçlenerek çıkabilir. Aslında herhangi bir olayın travmatik olup olmayacağını belirleyen faktörlerden bir tanesi beynimizin onu anlamlandırabilirmesi yani işleyebilmesidir.
İşlerinden memnun olmayan çalışanların işteki performanslarının düşmesi ve kendilerinden beklenen etkin üretimi sağlayamaması kaçınılmazdır. Çalışanların birçoğu istifa veya erken emekliliğe zorlanırken bu tür davranışlar, kişiler üzerinde kalıcı travmalara yol açabiliyor.
Peki, bu olumsuz davranışları engellemenin bir yolu yok mu?
Sosyal destek travma ile baş etmeyi kolaylaştırır. Kişinin aynı travmadan etkilenen kişiler ve yakınları ile bir araya gelerek yaşanılan olay üzerine konuşması ve kendi deneyimini paylaşması travmanın etkilerinden kurtulmasını kolaylaştırır.
Peki yaşadiğimiz bu kaoslar, bu travmalar henüz göremediğimiz bir şansımız ise?
Elbette var. Burda hayatın mucizesine ve kendine inanmak lazım! Çünkü yenilenmek için bir fırsattır. Mutlaka korktuğunuz ve üzüldüğünüz zamanlar oldu ama tüm bu yaşananlar ardından gelecek güzellikleri anlamanız içindi. Bu kaosları ve travmaları görmeden veya yaşamadan yenilenmenizi farkında bile olamazdınız. Bu yeniliği kucaklama zamanı geldi demektir. Burda oluşan fırsatları ve yeni tanıştınığınız insanları mücizelerin getiricileri olduğunu göreceksiniz.
Sadece inancınızı ve kendinize olan güveninizi güçlü tutun. Unutmayın hayat sadece iş dünyasından, toplantılardan, bilgisayarlardan ve dosyalardan ibaret değildir.
Bunca travmadan sonra işden ayrıldım diye veya atıldım diye üzülmeyin! Ait olduğunuz işi bulun!
Sevgilerle
Sevilay Sentürk