Bir tahta bavul
İçi gam dolu,yokluğun dibi,hasretin kökü
Ekmek nasiptir de su çeker insanı
Düştüğün yol bin bilinmez
Kader baştan başa çileli
Yurdundan gayrısına yabancı gözleri
Yol bilmez dil bilmez ,bülbül gibi şakıyan dilleri
Bir gurbetki kendi büyük, içi boş balon misali
Bir yolki git git bitmez
Bir çileki çek çek bitmez
Ana özlemi evlat özlemi yar özlemi
Hele vatan,hele memleket
Taşı toprağı altın misali
Bırakınca oncasını arkanda
Özlem dolunca buğulu gözlerine
Ancak anlaşılır kıymeti
Ama uzaksın .
yabancı dillerin yabancı memleketinden
dilin döndüğünce yazdığın mektuplar
Anaya ataya gönderilen baki selamlar
Yare de, demeye ar edersin
Er koğuşu ranzanda akşam ağır ağır çökerken yüreğine
Fabrikada Ali,madende Ismail,çöpçü Ramazan
Hepsi sen ,hepsi senin yarenin
Aynı köyden arkadaşın ,aynı devren Mehmedin
Ayrı şehirlerinde şimdi gurbetin
Gurbet acı ekmek
Gurbet hasretin dibi demek
Almanya acı vatan
Yabancısın en ağırından
Türkiye el şimdi sana
Alamancısın artık bir mahallede büyüdüğün komşuna
Her yıl gidemezsen vatana
Özlemi batar yüreğine , kanar görünmez yaraların
Gidince kesilmiştir yüreğinde büyüttüklerin
Bu yıl annendir göremediğin
Sonraki yıl dayin,amcan,halan
Her gidişin dönüşü özlemden ağır basan
Burda yabancı ,memlekette Alamancı damgası
En çok canını acıtan
Sen gurbetin garibi,sılanın özleneni
Iki vatan arasında vatansız kalan ……
Şenay TEK