Her senenin sonu yaklaşıldığında; Kasım ve Aralık aylarının getirdiği hüzün ve karanlık ile her insan vaktin geçtiğini, takvimin sonuna geldiğini ve „Geçen yıl içinde neler yaptım, hayatıma neler kattım?“ diye düşünür ister istemez. Bazen günler, haftalar ve aylar geçer farkında olmadan. Sonra dersin ki: ’’Ne yaptım ve ne yapamadım? Acaba yeni yılda, neyi daha iyi yapabilirim?“ dersin. İşte tam senenin başlangıcında, her şeyi baştan belirlememiz gerekir. Ayrıca, bu sene nereye ulaşmak ve neler yapmak istediklerimizi planlamalıyız.
Avrupalı Türk gençleri olarak bizleri neleri gözden geçirmeliyiz? Kendimiz ve toplumumuz adına neleri daha iyi yapabiliriz? Kimimiz okur, kimimiz meslek yapar ve çalışır… Yani hepimiz farklı hayatların içindeyiz. Ama her ne kadar farklı olsak da bizi birleştiren, bir bütün haline getiren aynı çerçeve içindeyiz. Yakın zamanda göçün 60. yılını ardımızda bırakacağız. Biz Avrupa’da yaşayan üçüncü nesiliz ve imkanları en çok olan gençleriz. Önemli olan nokta ise, elimizdeki imkanları tümüyle kullanıp bizim için en uygun olan geleceği belirlemektir. Yani üniversiteye mi gidiyoruz veya meslek – yani „Ausbildung“ mu yapıyoruz, bu ilk etapta önemli değil. Önemli olan bize sunulan hayatı, imkanları, bulunduğumuz ortamları tamamıyla kullanabiliyor muyuz? Bize verilen görevleri tamamıyla yerine getirebildik mi?
İşte yeni yıl burada tüm yapamadıklarımıza, eksiklerimize yoğunlaşıp onları düzeltmek için güzel bir başlangıç noktası olabilir ve olmalıdır.
Yeni yıl başlangıcında hayatı belirli alanlar içine ayırmak en doğrusu. Başta üniversite ve mesleki hayatımızdaki görevleri, dersleri ve sınavları başarıyla tamamladıktan sonra, kendimize hayatın çeşitli alanlarında projeler belirleyebiliriz. Örneğin sosyal alanda, spor, sanat, müzik ve yapacağımız gezileri bir kağıda dökebiliriz. Sosyal yaşama atılabiliriz. Bu bir spor kulübüne, gitar veya saz kursuna kayıt olmadan bir STK’da görev almaya kadar uzanabilir.
Biz bir Türk genci olarak, hangi alanda ilgimiz varsa ve kendimizi nerede güçlü hissediyorsak, orada etkin olabiliriz. Yani başarılı futbol oyuncusu olan bir Türk genci olmak da bizim için gurur, öğretmenlik okuyan ve sosyal eğitim derneklerinde özel ders (Nachhilfe) veren bir Türk genç kızı da. Aynı şekilde mesleğini başarıyla tamamlamış ve bir şirkette sevilen Türk genç kardeşimiz de. Önemli olan ülkemizin, milletimizin, toplumumuzun, yani hayatın her alanında başarılı olmak ve ileriye doğru sağlam adımlar atmaktır. Burada işçiden iş adamına, çıraktan ustasına, doktorundan hemşiresine, avukatına, inşaat işçisinden mühendisine, kuaföründen, tezgahtarına kadar herkesi kast ediyorum.
Hepimiz için önemli olan bir husus ise yaşadığımız ve geldiğimiz ülkenin dillerine çok ileri derecede hakim olmaktır. Buradan genç anne babalara ve ailelere sesleniyorum: Lütfen Anadilimizi çocuklarımıza öğretelim ve onların eğitim temellerini sağlam atalım. Kitaplar okuyalım ve gelecek nesillere de kültürümüzü aktaralım. Bu alanda yapılabilecek birçok girişim var. Gelecek yazılarımda sizlere ayrıntılı bir şekilde aktaracağım.
2020 yeni bir dönem ve bu on yıllık süreç toplumuz için dönüm noktası olabilir. Birinci nesil, yani buraya gelen nesil gittikçe yaşlanıyor ve hatta maalesef aramızdan göçüp gidiyor. Bizim kültürümüzle bağımız kopmasın. Sadece sevgimiz bayrak taşımak da olmasın. Hem Almanya’ya faydalı olalım hem de burada kazandığımız değerleri ülkemize de taşıyalım. Köprüler kuralım ve bu iki ülkeyi birleştirip bunu yaparken de özlemimizi giderelim. Bunu yaparsak işte tam olarak iki ülkeyi de sevmiş ve tam anlamıyla faydalı olmuş oluruz.
30 Ocak 2020’de hepimizi güdümleyebilecek ve yeni ufuklar çizecek bir fırsat olacak. Türk Üniversiteliler Derneği, (Verein Türkischer Studenten) Başkan Eyüp Tuzkaya öncülüğünde Duisburg-Essen Üniversitesi’nde „Başarı Öyküleri“ adında bir etkinlik düzenleyecek. Saat 17:30’ da başlayacak olan etkinlikte üç konuşmacı ve alanlarında dev isimler, yaşam öykülerini ve başarıya nasıl ulaştıklarını anlatacaklar. Hepimizin tanıdığı bu üç isim Şahinler Holdingin Sahibi Kemal Şahin, Yapay Kalp Uzmanı ve Almanya’da yılın doktoru ile ödüllendirilen Dr. Dilek Gürsoy ve Zukunft Bildungswerk’in kurucusu ve bini aşkın öğrenciye destek verip imkan sunan eğitimci Turgay Tahtabaş.
2020 yeni bir zaman dilimi, yeni bir sayfa ve yeni bir dönem. Hayatımızı gözden geçirelim ve sürekli yapmak istediklerimizi yaptıklarımızla kıyaslayarak kendimizi kendi yargı süzgecimizden geçirelim. Bunu sadece yıl başlangıcında değil, tüm yıl içerisinde de sürekli yapmayı kendimize alışkanlık edinelim. Sayfaları -sayfalarımızı kendimiz yazalım. Dikkatli bakarsak yaşanan her olay ve her şey anlam taşır. Yeni yılınız anlamlı olması dileğiyle… Mutlu yıllar!
Caner Kalembaşı – Hayatın İçinden