2019 yılında L’Collection Hotels Kurucu Ortağı ve Haliç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Muhammet Murat Cüntay tarafından kurulan Ortak Turizm Aklı Platformunda çok sayıda otel ve acenta sahipleri ile üst düzey yöneticiler ve turizm alanında çalışmalar yapan akademisyenler bulunmaktadır. Başkanlığını Zonguldaklı Cüntay’ ın yapıyor olmasından ötürü Zonguldak şehrine pozitif ayrımcılık yapan Platform üyelerinden Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Oğuzhan İlban, NRW Gündem Gazetesi okuyucuları için Batı Karadeniz’ in en güzel şehirlerinden biri olan Zonguldak’ ı anlattı:
Turizmde Deneyim Tasarımı
Deneyim tasarımı kavramı, hem teoride hem de pratikte, farklı sektörlerde olduğu gibi turizm sektörü içinde de oldukça yeni ve çok fazla keşfedilmemiş bir kavramdır. Dolayısıyla öncelikle deneyim tasarımı kavramının tanımını yapma gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Deneyim tasarımı, kullanıcı deneyiminin kalitesine ve kültürel açıdan belirli ihtiyaçların çözümlerine odaklanan ürünlerin, hizmetlerin, etkinliklerin, çok kanallı yolculukların ve ortamların tasarlanması şeklinde tanımlanabilir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi deneyim tasarımının temelinde insan odaklı olmak vardır.
Deneyim tasarımı birçok sektörde kullanılmaya başlandığı gibi hizmet sektörü bu yaklaşımdan en çok etkilenen sektör olma konumundadır. Hele ki turizm endüstrisi geç te olsa bu yaklaşıma ayak uyduracak doneleri, ürün türlerini hazırlama ve uygulama zorunluluğunu çok daha fazla hissetmeye başlamıştır. Özellikle son yıllarda kaliteli turizm deneyimine önem veren turist tipinin artmaya başlamasıyla, turizm işletmeleri de turizm deneyimlerini ürün ve hizmetlerinin özüne yerleştirerek turistler için kaliteli deneyimlerin yaratılmasına ve yönetilmesine önem vermeye başlamıştır. Yaşanan bu gelişmeler ülkemizde de tam bu noktada deneyim tasarımını devreye sokma, farkında olma ve geliştirme zamanının geldiğini göstermektedir. Tasarlanmadan yaşatılan deneyimler ise bir yanı eksik, benzersizlikten uzak, olumsuz anılarla dolu yaşanmışlıklar bırakmaktadır. Halbuki deneyim tasarımı ile tüketici ihtiyaçları ve istekleri belirlenerek, tüketiciler için unutulmaz deneyimlere yol açan benzersiz, farklılaştırılmış ürünler ve hizmetler sunularak kaliteli deneyimler yaratılabilinmektedir. Bu sayede eşsiz deneyimler sunan turizm işletmeleri ve turistik bölgeler ön plana çıkmakta, rekabet avantajı sağlamaktadır.
Deneyim Turizmi
Son yıllarda deneyim turizmi, insanların gezip görülen bölgelerin tarihine, kültürüne, coğrafyasına dahil olmasına olanak sağlayan yükselen bir trenddir. Bu anlamda dünyada ve Türkiye’de deneyim turizmi için birçok örnek gösterilebilmektedir. Örneğin; Kapadokya’da yer alan toprak atölyeleri ile seramikler yapmak, manda çiftliklerinden süt alıp mutfak atölyelerinde dondurma yapmak, tarım hayatına dahil olmak isteyen misafirler için tasarlanan çiftlikler, lavanta, üzüm, safran çiçeği gibi çeşitli bitkilerin hasat etkinliği, bağbozumu etkinlikleri, deneyim turizmi açısından verilebilecek olan birkaç örnektir. 1970’de Ukrayna’da meydana gelen Çernobil patlaması sebebiyle Kiev’de faaliyet gösteren Solo East tur şirketinin yılda yaklaşık olarak 10.000 turistin Çernobil’i ziyaret ettiğini belirtiyor olması, bununla birlikte Amerika, Yunanistan Almanya, Yeni Zelanda, İngiltere ve İsviçre’den turistlerin baklava açmak için İstanbul’a geldiği, bir yılda 35 kez düzenlenen baklava açma turunda yaklaşık 5000 turiste hem bir gastronomi deneyimi hem de İstanbul’u gezme fırsatı verdiği vb birçok etkinlik. Hatta Japon turistlerin Antalya’da iğne oyası yapabilmek için gerçekleştirdiği turlar da deneyim turizmine örnek olarak gösterilebilir. Peki biz turizmciler olarak, akademisyenler, pazarlayanlar, yönetenler bu durumun ne kadar farkındayız. Farkında mıyız? Tasarlıyor muyuz? Tasarlanıyor muyuz? Muhakkak birçok eksiğimiz var. Turizmin güncel sorunlarını masaya yatıracak olursak sayfalarca yazabiliriz. Ancak bu durum elimizde var olan değerlerin ortaya çıkartılmamasına veya görmezden gelinmesine neden olmamalıdır. Mesela yıllar boyu Türkiye’yi ürettiği kömür ve bu uğurda 4000’in üzerinde verdiği şehit ile ısıtmayı başaran, Cumhuriyetin İlk Vilayeti, tarih, doğa, kültür, deniz gibi birçok turistik ürünü içinde barındıran Zonguldak şehrinin turizmden yeterli düzeyde pay alamaması hem büyük bir ihmal hem de tasarlayamadığımızın önemli bir göstergesi değil midir?
Tasarla, Geliştir, Kazan
Zonguldak şehri geçmişten günümüze çıkarttığı kömür ile Türkiye’nin ısınmasını sağlayan bir şehir olarak bilinmektedir. Ancak, Türkiye’nin en büyük işçi kenti olan Zonguldak, bu süreç içerisinde kaçak maden ocaklarında göçük altına kalanlar ve verem, tüberküloz gibi nedenlerle birçok ölümle yüzleşmiştir. Şehir ekonomisinin kömüre bağlı olmasından dolayı doğal gazın gelişi ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Kömür üretiminin azalması kentte yeni ekonomik girdilerin sağlanmasını elzem kılmaktadır. Tam da bu noktada gerek maden ocakları, maden müzesi gerek şehir içi tren yolculuğu (40 dakikada yeşil ile maviyi aynı karelerde buluşturmanın mümkün olduğu) ve doğal ve kültürel güzellikleriyle Zonguldak şehri Türkiye’nin deneyim turizminde ön plana çıkmaya hazır destinasyonlarından bir tanesidir.
Zonguldak’ta Halil Paşa Konağı, Kozlu Ilıksu Kaplıcası, Gökgöl Mağarası, Fetih Çınarları, Cehennemağzı Mağarası, Filyos / Tieion Antik Kenti gibi birçok kültürel ve doğal çekicilik unsurları bulunmasına rağmen bugüne kadar turizm sektöründe varlığını hissettirememiştir. İngiltere dünyanın her yerinde Madame Tussaud ile bal mumu heykelleri ve Londra tarihini (büyük yangını) deneyim tasarlaması yaklaşımını kullanarak paket haline getirip dünyaları kazanıyor, biz Çanakkale’yi, Zonguldak’ı, Soma’yı, Kocaeli/Kandıra Babalı Sahilini her yıl ziyaret eden Abhazlar ve Çerkezleri ve birçok birikimimizi tasarlamayı bir türlü başaramıyoruz. Buradan hareketle, güvenli bir gezi planlaması ile kömürün nasıl elde edildiğinin deneyimlenmesine yönelik gerçekleştirilebilecek turlar (bu turun içerisinde tarihte yaşanmış en acı kayıpların resmedilmesi, gerçeğe yakın film şeridi gibi maketlerle platformların oluşturulması vb.), bununla birlikte konaklama imkanlarının arttırılması turizm sektörünün canlanmasını sağlayacaktır. Ayrıca alternatif maliyet unsuru olarak turizm sektörü devlet için Zonguldak ekonomisindeki daralmayı hafifletecek önemli bir çıkış noktası olacaktır. Doğru tutundurma kanallarının tercih edilmesi, Zonguldak’ın hem deneyim turizmi açısından hem de şehrin turistik ürünlerinin aktif kullanımı açısından önem arz etmektedir. Ayrıca Zonguldak Batı Karadeniz’de yer alan Karabük ve Bartın gibi sanayinin ön planda olduğu diğer illerle birlikte düşünülerek deneyim tasarımı Batı Karadeniz Bölgesi kapsamında da düşünülebilir. Bu bölgeye daha fazla ekonomik ve sosyo kültürel etki sağlayacaktır.
Kara Elmas olarak bilinen Zonguldak’ta turistlerin başta hüzün eksenli olmak üzere birçok deneyimi yaşayabilmesi, bu deneyimle beraber, Zonguldak’ta yer alan doğal güzellikleri görmesi benzersizlik yaratacak turistin tekrar satın alım, tavsiye etme gibi olumlu davranışlar göstermesini sağlayacaktır. Bu noktada hedef pazar seçimi yapılırken, hüzün turizmi ile ilgilenen yabancı turistin yanı sıra, geçmişini her zaman önemseyen ve öğrenmek isteyen, kendi halkının yaşadığı deneyimlere ortak olma özelliği ile bilinen yerli turist hedef pazar olarak seçilebilecektir. Bu noktada Zonguldak bir iç turizm merkezi haline gelebileceği gibi, yakınındaki birçok şehre de turist sağlayabilecek dinamik bir şehir olarak anılmaya başlanabilecektir. Endüstri miras unsurlarının da bu tasarıma dahil edilmesi turistlere Türkiye’de yegane deneyim imkanı sağlayacaktır. Türkiye artık Zonguldak gibi birçok destinasyonun öz yeterliliklerini dikkate alıp tasarlamak ve benzersiz deneyimler sunacak hale getirmek zorundadır.