banner
  1. Haberler
  2. Eğitim
  3. lişkilerimizde ne kadar dürüstüz?

lişkilerimizde ne kadar dürüstüz?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
banner

Herkese merhabalar,

Okuyanlarınız bilir, daha önceki köşe yazılarımdan birinin konusu ilişkilerin temelinin güvene dayandığına dairdi. Aslında bu konuya da tekabülen sorulması gereken sorulardan belki de en önemlisi, bu güveni sağlayan şeyin ne olduğuydu? İnsan ilişkileri çok geniş bir konu olduğu için farklı başlıklar altında ara ara yer vereceğim köşe yazılarımda. Zannediyorum, ilişkilerde unutulan değerler olarak bir başlık altında toplasam da olur. Evet, ilişkileri ayakta tutan, ilerlemesini sağlayan hatta ilişkiyi uzun ömürlü kılan değerlerden bir tanesiydi güven. Ancak bunun yanında kazanılması zor, kaybedilmesi ise kolay olan naif bir duygu durumudur. Nasıl kazanılırdı? Neye bağlıydı? Zannediyorum birçoğunun kendine sormaya unutmuş olduğu sorular ki, son dönem ilişkilerinde çatlaklıklar, ayrılıklar ve aldatmaların haddi hesabı yok…

Bu konunun biraz daha derinine inecek olursak, güveni sağlayacak karşımıza çıkan bir değer türü dürüstlük. Sizce ilişkilerimizde ne kadar dürüstüz? Ailemize karşı, arkadaşlarımıza karşı, iş yerimizde, partnerimize karşı ve belki de en önemlisi kendinize karşı ne kadar dürüstsünüz?

Bu soruyu, önce kendinize yöneltmenizi, daha sonrasında etrafınızdakiler için cevap aramanızı önereceğim. Çünkü kendimizi yargılamadan, ölçmeden başkaları için cevap aramaya kalktığımızda, bulduğumuz şey cevap değil, önyargı ve nefret olduğunu görürüz.

Dürüstlük, doğruluk demektir. Doğru olmanın zıt anlamı ise yalandır. Ve yalan konuşulan bir ilişki ve hayatın ise ne kadar gerçekci olduğu muammadır…

Ben yine burada biraz sosyal medya hesaplarına yükleneceğim, hani şu herkesin muhteşem arkadaşlık, aşk ve aile ilişkilerini yaşadığı… Arka planında neler döndüğünü anlamak için çok da psikolojik bilgi ve taktiğe gerek olmadığından bu kısımda bilgilendirme yapmaya bile gerek duymuyorum. Sahte hesaplar, sahte hesaplardan atılan mesajlar, kişinin gerçeği olsa dahi kendisini mükemmel kalıbının içerisine oturtmaya çalıştığı sahte gülücüklü fotoğraflar, siber tacizler, aldatmacalar…

Tüm bunları gözlemlerken şu soruları sormamak imkansızdı. Sahte bir hesabın arkasına sığınacak kadar mı cesaretsizleştik? Cevabı merak konusu bile olmayan bu sorunun yanında asıl hayrete düşürücü şey, insanların bu yalan hayatı nasıl sahiplenip, yaşadığı.

Durumu değerlendirirken tuhaf kelimesini kullansam yetersiz kalmaz sanırım. Çünkü hangi inançta olursak olalım, nerede yaşıyorsak yaşayalım her birey için bu hayatın bir gün biteceği gerçeği var ve bir gün erken ya da geç sona erecek bu yaşamda bu kadar yalan, kendini ve karşındakini kandırmaca tuhaflıkla açıklanabilir bir durum bana göre.

Elbetteki yalan bir hayatı ve yalanı, doğru ve dürüst bir hayata seçmek tercih meselesidir.

Ancak yalan ile atılan her adımda, konuşulan her kelimede, gösterilen her davranışta aslında  kişi kendisine zarar vererek, çevresindekileri kaybeder. Çünkü ben bu hayatta yalanın insana kazandırdığı hiçbir şeyi görmedim.

Bu kadar yalanın etkisinden bahsediyorum ama aslına bakıldığında dürüst olmayan kişi kendisini aldatan kişidir. Çünkü yalan uğruna bir düzen bozulur, ilişkiler biter, güven kaybedilir, dost kaybedilir… Her ne kadar gerçekmişcesine davranılsa ya da yaşanılsa da, kişi içerisindeki boşluğu asla dolduramaz, dolayısıyle yaptıklarından da yapacaklarından da tatmin olamaz.

Yalanın beyazı, siyahı, grisi, pembesi, büyüğü ya da küçüğü olmaz. Yalan yalandır. Bu formülün başka alternatifi de yoktur. Hayatınızda gerçek olmayan hiç kimseye ve hiçbir şeye yer vermeyin.

Sağlıcakla kalın,

Kübra Keçeci

(ins.: kubraakececii)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
lişkilerimizde ne kadar dürüstüz?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin
Bildirimleri aç OK Kapat