SEVGİ
Sevilince mi, sevmeliyiz? Yoksa sevince mi, seviliriz?
İnsan sevmek ve sevilmek ister. Yaratılış kaynağımızda sevgidir.
Yemek içmek kadar sevmek ve sevilmekte hayatımız boyunca olmazsa olmaz.
Çiçekleri, hayvanları, doğayı, insanları ve birçok şeyi seviyor değer veriyoruz.
Evimize, arabamıza özen gösteriyoruz.
Özel eşyalarınızın üzerine titriyoruz. En ufak zarar gelse üzülüyoruz. Hatta bunun için en yakınlarımızı üzebiliyoruz.
Sevmek böyle bir şey mi?
Yani bir şeyi severken başkalarını üzebilir miyiz?
Peki o kadar şeyi severken kendimizi ne kadar seviyoruz?
Elbette kime sorsak herkes kendini sevdiğini söyler.
Masumi Toyotame diyor ki; 3 tür sevgi vardır.
1.Eğer Sevgisi
2.Çünkü Sevgisi
3.Rağmen Sevgisi
“Eğer” benim isteğim gibi olursan, isteğimi yaparsan ya da başarılı olursan seni severim.
“Çünkü” başarılısın. Benim istediğim gibi ve benim istediklerimi yapıyorsun.
“Rağmen” her ne koşulda olursan ol seni sen olduğun için seviyorum.
Önce kendimize soralım. Kendimizi hangi sevgi ile seviyoruz?
Her şeye rağmen dediğinizi duyar gibiyim. Ya da öyle olmasını temenni ediyorum. İnsan her şeye rağmen önce kendini sevmelidir. Hataları, yanlışları olsa da önce kendini olduğu gibi kabul etmelidir.
Bu zamana kadar ne yaptıysak bildiğimizin en iyisini yaptık.
Daha iyisini bilsek zaten en başta yapardık. Ancak bir yerden başlamak lazım. Hatalar yanlışlar olacak ki, daha iyisine ulaşalım. Her zaman geçmişte yapıtlıklarımızı eleştiririz.
Sonra daha iyisini yaparız oda geçmişte kalınca onu da beğenmeyiz. O beğenmediklerimizi yapmasaydık hiçbir zaman daha iyiyi yapamazdık. O yüzden tecrübe çok önemlidir.
Bazen tecrübe ederek, bazen de tecrübe edenlerden ders çıkararak hayatımıza devam ederiz.
Elbette hepimiz hatalar, yanlışlar yapabiliriz. Çünkü biz insanız. O zaman her şeye rağmen kendimizi sevelim.
Sağlıcakla ve sevgiyle kalın.
Yaşam Koçu
Nilüfer Güven