Fatih Oğuz izine giden Avrupalı Türklerin gümrük kapılarındaki açıklamalarını değerlendirdi.
Yurt dışında yaşayan Türklerin Türkiye gümrüklerinde verdikleri demeçler zaman zaman anlam ve algı bakımından anlatım kargaşasına neden olabilir. Anlatım kargaşasını sağlayan birçok etken vardır. Bu etkenler yol yorgunluğu, yolda karşılaştığınız zorluklar, sabrınızı sınayan uygulamalar, yol esnasında hesaba katılmayan maddi ve manevi mevzular, yolda tanık olduğunuz vahim kazalar vb. yaşadığınız olaylar oluşturabilir.
Lakin tüm bu yaşananlara rağmen uzaktan dalgalanan Türk bayrağını, nöbet tutan Türk askerini gördüğünüzde yaşadığınız tüm menfi olaylar bir an niteliğini kaybedip yerine yoğun bir duygu kabarması gerçekleşiyor. Duygusal olmayan insanların dahi gözlerinden yaş gelmektedir, insanların en hasbi niyetlerle dua etmektedirler, ufacık çocukların sevinçle Türk bayrağına ve Türk askerine selam vermektedirler. Bu ve buna benzer duygusal tepkiler neredeyse tüm aileler yaşamıştır. Tam o esnada size bir mikrofon uzatıldığında elbette o yoğun duygu etkisi altında anlatım kargaşasına neden olabilecek açıklamalarda bulunmanız gayet insani bir durum.
Aynısı dönüş yolu için de geçerli. İnsanlar genel olarak üç veya beş haftalığına geliyor. İlk haftalar yoğun geçiyor. Ne tam anlamıyla dinlenebiliyorlar ne de tam olarak düşündükleri şekilde günlerini geçirebiliyorlar. Ortama, aile ve dost ilişkilerine yavaş yavaş uyum sağlamak ve gelişmeleri yönetmek üzereyken dönüş için hazırlıklar ve bunun stresi yaşanmaktadır.
Bu sefer dönüş yoluna düşenler Türkiye gümrüğüne yaklaştıklarında bazı şeyleri yarım yaşamanın, çocukların yavaş yavaş samimi oldukları akraba çocuklarından ayrılmanın, aile veya dost meclisinin mensuplarıyla yeterince vakit geçirememenin verdiği üzüntü üste çıkmaktadır.
Gelişte size hoş geldin diyen Türk bayrağı sanki bu sefer usul usul hoşça kal dercesine dalgalanması bile insanın içine oturmaktadır.
Siz bu gibi özel bir duygu içerisinde iken yapacağınız açıklamalar rasyonel bir cümle mantığı içerisinde kurulabileceği beklenemez.
Şimdi bazı şaklaban kılıklı politikacılar, sözde basın mensubu sosyal medya fareleri, çok bilmiş toplum mühendisleri gümrüklerde bu minvalde açıklamalarda bulunan Türkleri tiye almaktadır, hakaret etmektedir, kendi habis zihniyetlerde kurguladıkları politik çirkefliklerine konu etmeye çalışmaktadır. Kötülüğün sıradanlığı bu gibi insanların varlık mayası olmuş.
Başka bir konu daha var: Kurulu düzen olgusu!
“Kurulu düzen” üzerinden tahkir ve tahrik edilen bu insanların vefat eden bazı aile büyükleri ve çocukları Türkiye’ye nakledilmiyor. Artık yaşadıkları yerlerde defnedilmekte. “Kurulu düzen”i sadece ekonomik etkenlere indirgemek çok bayağı bir yaklaşımdır. Kurulu düzenin temelinde zannedildiğinden daha çok insani ve özel etkenler yatmaktadır. Bu insani ve özel etkenler zaman içerisinde kültürel sermayeye ve buradan da medeniyet havzasına dönüşmeye yol aldı.
Şaklabanlığı, simsarlığı, züppeliği kendine karakter veya meslek edinenlerin bunu anlamalarını beklemiyorum.
Yurt dışında yaşayan Türklerin verdikleri açıklamaların tümü kabulümdür, dokunulmazdır, tartışmaya kapalıdır da demiyorum, demem de.
Ne yurt dışındaki Türkler ne de Türkiye’de yaşayan Türkler; aidiyet ve bilinç bakımından Türklük hususunda birbirinden üstün değillerdir. Ortada lokal ve mevki gibi değişik kategoriler sebebiyle sadece birikim ve tecrübe farkındalığı var. Yurt dışında yaşayanın altında son model araba olması, Türkiye’de yaşayanın cebinde son model iki cep telefonun bulunulması veya başka algılar üzerinden yapılan yersiz ve manasız kıyaslamalar hiçbir geçerliliği olmayan zaman ve enerji israfıdır.
Sadece olaya basma kalıp cümlelerin ötesinde bir alanın varlığına dikkat çekmeye çalışıyorum. Ortada bariz bir organizasyon mevcut.
Bu organizasyon bir milletin evlatlarını, sermayelerini, kazanımlarını, yeteneklerini ve birikimlerini karşı karşıya getirerek düşmanlaştırmaya, rakipleştirmeye, kutuplaştırmaya çalışmaktadır.
Özetle hareket alanını genişletmeye çalışan bu organizasyonu destek sağlayacak davranış ve söylem mantığından geri durmamız gerektiğini anlatmaya gayret ediyorum.






