Sabır Vaktine Esirdir: İş Hayatımda ve İlişkilerimde Sabırla Öğrendiklerim
Hayatta öğrendiğim en önemli derslerden biri şu: Sabır vaktine esirdir. Ne kadar çabalarsam çabalayayım, bazı şeylerin olgunlaşması için zamana ihtiyacı var. Bunu hem iş hayatımda hem de kişisel ilişkilerimde defalarca deneyimledim.
Eskiden sabırsız bir insandım. Hemen başarıya ulaşmak, hemen sonuç almak istiyordum. Ama zamanla fark ettim ki, en büyük kazanımlar sabır ve istikrarla geliyor. Bugün, bu yolculukta öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum.
İş Hayatında Sabır: Başarıya Giden Uzun Yol
1. Sabırsızlıkla Başarı Gelmiyor
Üniversiteden mezun olur olmaz büyük işler başarmak istiyordum. Kendi işimi kurmak, hızlıca yükselmek, herkesin takdirini kazanmak… Ancak gerçek hayat, teorilerden farklıydı. Ne kadar çalışsam da, istediğim yerlere bir gecede ulaşamadım.
O zamanlar Thomas Edison’un şu sözünü okumuştum:
“Başarısız olmadım, sadece işe yaramayan 10.000 yol buldum.”
Bu söz bana sabrın önemini gösterdi. O gün anladım ki, başarısızlıklar aslında başarıya giden yolun bir parçası. Yeter ki pes etmeyelim ve zamanı geldiğinde meyveleri toplayacağımızı bilelim.
2. Stres ve Sabır: İş Dünyasında Ayakta Kalmanın Sırrı
İlk işimde stresle baş etmekte zorlanıyordum. Her şey hemen olsun istiyordum. Ama zamanla fark ettim ki, en başarılı insanlar kriz anlarında bile sakin kalabilenlerdi. Warren Buffett’ın şu sözü bana ilham verdi:
“Piyasalar, sabırsız insanlardan sabırlı insanlara para transferi yapar.”
İş dünyasında sabırsız davrananlar genellikle kaybediyor, sabırla hareket edenler ise kazanıyordu. Ben de stres anlarında sabırlı olmayı öğrenmeye başladım. Acele kararlar vermek yerine, olayları sindirerek analiz etmeye başladım. Ve sonuç? Daha bilinçli kararlar, daha sağlam bir kariyer.
3. Doğru Zamanın Gelmesini Beklemek
Birçok kez harika iş fırsatları için başvurular yaptım ama olumlu dönüş almadım. Eskiden bunu şanssızlık olarak görürdüm. Ama sonradan fark ettim ki, bazı fırsatlar için zamanın uygun olması gerekiyor. Albert Einstein’ın şu sözü tam da bunu anlatıyordu:
“Ben özel bir yeteneklere sahip değilim, sadece tutkuyla meraklıyım.”
Gerçek başarı, yetenekten çok sabırla ve sürekli gelişimle geliyor. Bugün geriye dönüp baktığımda, eskiden istediğim ama elde edemediğim bazı fırsatların aslında benim için doğru olmadığını görüyorum. Eğer sabırla beklersem, gerçekten hak ettiğim fırsatlar zamanı geldiğinde bana ulaşıyor.
İlişkilerde Sabır: Anlamayı ve Değişmeyi Öğrenmek
1. Güçlü İlişkiler Zamanla İnşa Edilir
Eskiden bir ilişkide hemen her şey mükemmel olsun isterdim. Karşımdaki insanın beni hemen anlamasını, her şeyin sorunsuz ilerlemesini beklerdim. Ama sonra fark ettim ki, güçlü ilişkiler zamanla inşa ediliyor.
Carl Rogers’ın şu sözü beni çok etkiledi:
“Gerçekten dinlenildiğinde ve duyulduğunda, insanlar değişmeye başlar.”
Bunu fark ettiğimde, sabırla dinlemeyi ve anlamaya çalışmayı öğrendim. İlişkilerimde aceleyle yargılamak yerine, karşımdakine zaman tanımaya başladım. Ve gördüm ki, sabırla yaklaştığımda ilişkilerim daha sağlıklı hale geliyordu.
2. Sabır ve Empati: En Büyük Güç
Bazen en yakınımızdaki insanlara sabırsız davranırız. Hemen değişmelerini isteriz, hemen bizi anlamalarını bekleriz. Ama Friedrich Nietzsche’nin şu sözü bana çok şey öğretti:
“Kimin yeterince sabrı ve derinliği varsa, her şeye ulaşabilir.”
Empatiyle dinlemek, anlamak ve değişim için zaman tanımak, sağlıklı ilişkilerin anahtarı. Bugün, insanlara karşı daha sabırlıyım ve bu sayede ilişkilerimde çok daha huzurluyum.
Sonuç: Sabır En Büyük Güçtür
Hayat bana sabrın, başarıya ve mutluluğa giden en güçlü araçlardan biri olduğunu öğretti. “Sabır vaktine esirdir” sözü tam da bunu anlatıyor. Çaba harcamadan beklemek değil, zamanı geldiğinde meyve verecek tohumları ekmek gerekiyor.
İş hayatında da, özel ilişkilerde de en büyük kazanımlar zamanla geliyor. Önemli olan pes etmemek, sürece güvenmek ve sabrın meyvelerini toplamak için doğru zamanı beklemek.
Sizin hayatınızda sabır gerektiren en büyük alan ne oldu?
Sevgiler
Sevilay Şentürk







Sevilay, siz çok kötü örneksiniz toplumumuza ve ağır psikolojik hasar görüyorum sizde..köşe yazılarınız bir cevizin kabuğunu doldurmayacak kadar kötü!!! Yakında lintorf a ( Ratingen) Geleceğim, merak etmeyin!!
Sayın Ibrahım Kabataş, sizden ricam, böyle şahsiyetlere gazetenizde, bir virgül dahi koymaya, izin vermeyiniz!! Umarım ciddiye ve bilhassa dikkate alırsınız!!
Sevilay Şentürk, topluma ve gençlerimize, çok kötü bir örnektir!!
Saygılar
Songül Çelik